ICOR, ulusların kendi kaderini tayin hakkı için Lenin’in bayrağını yükseklerde tutuyor
ICOR, 14.2.22 tarihli “Rusya-Ukrayna çatışmasında emperyalist savaş hazırlığına karşı aktif direniş” kararı temelinde, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini kararlılıkla mahkûm ettiğini beyan eder. Bununla bizzat sadece burjuva uluslararası hukuku ayaklar altına alınmıyor. Her şeyden önce ulusların kendi kaderini tayin hakkına ilişkin sosyalist ilkeye saldırılmakta ve karalanmaktadır. Bununla yerel bir savaş açılmış ve olası dünya çapında boyuta sahip acil bir savaş tehlikesi doğurmuştur. Bu, baş genel savaş kışkırtıcıları olan ABD ve NATO ile Ukrayna’ya karşı güncel saldırganlığın kaynağı olan Emperyalist Rusya arasında açıktan açığa savaşçı çatışma içindedir.
Emperyalizm savaş demektir- bu yasallık apaçık görünmektedir. Somut bir savaş kitlelerin aktif direnişiyle engellenebilir. Ancak ilkesel olarak, emperyalist savaş tehlikesi salt emperyalist dünya sisteminin devrimci bir şekilde aşılması ve sosyalizmin inşası vasıtasıyla ortadan kaldırılabilir. ICOR, bu somut savaşı sona erdirmek ve genişlemesini önlemek ve emperyalist savaş tehlikesini sonsuza kadar ortadan kaldırmak için her şeyi yapmakla kendisini yükümlü kılar.
Vlamidir Putin 21 Şubat’ta yaptığı ilkesel konuşmasında Ukrayna üzerindeki hak iddiasını üstüne basa basa ve saldırgan bir şekilde Lenin ve Stalin’in milliyetler politikasında yaptığı sözde ilkesel hatalarla gerekçelendirdi. Modern Ukrayna’nın “Bolşevik, komünist Rusya” tarafından damga vurularak belirlendiğini ifade ediyor. “Lenin’in esasen konfederatif bir devlet yapısı ve Sovyet devletinin temelinioluşturan ayrılmaya kadar varan halkların kendi kaderini tayın hakkı fikirlerini “delilik” olarakteşhir ediyor. Ve şöyle devam ediyor: “Ve şimdi minnettar arkadan gelen nesiller ’Ukrayna’daki Lenin anıtlarını yıktılar. Buna komünizmden arındırma diyorlar. Komünizmden arındırma mı istiyorsunuz?... Pekâlâ, biz bununla tamamen hemfikiriz. Ama ne güzel söylendiği gibi, yarı yolda durmamalısınız. Biz size Ukrayna için gerçek bir komünizmden arındırmanın ne anlama geldiğini göstermeye hazırız.”
Gerçekte, sosyalist Sovyetler Birliği, 1956 SBKP’nin XX. Parti Kongresi’nin verdiği sinyalle sosyalizmin yıkılması vasıtasıyla “komünizmden arındırıldı” ve bunun sonucunda Sovyetler Birliği’nde kapitalizm restore edildi.
“Lugansk Halk Cumhuriyeti” ve Donetsk Halk Cumhuriyeti”nin tanınmasının ardından tüm Ukrayna’nın savaş yoluyla işgal edilmesi yani tepeden tırnağa anti komünist olarak gerekçelendirilmektedir. Tam da eski ABD-Başkanı Trump gibi faşist ve faşizan güçlerin onu coşkuyla alkışlaması tipiktir. Bu, Putin’i ilerici ve hatta “nesnel olarak anti-emperyalist” (1 olarak gören ya da Rusya’da onu doğrudan destekleyen revizyonist güçleri de yalanlamaktadır.
Putin, sosyalist Sovyetler Birliği’nin ve kurucusu V. I. Lenin’in yol gösterici milliyetler politikasını inkâr etmektedir. Tam da Lenin, -RKP [Rusya Komünist Partisi -ÇN] saflarında bile- Büyük Rus şovenizmine karşı üstüne basa basa çekişmeli bir tartışma yürütmüştür:
“RKP Merkez Komitesi… ulusların kendi kaderlerini tayin etme ilkesine sıkı sıkıya bağlıdır ve RKP’nin Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyetlerinin bağımsızlığını tanıma noktasında değişmez bir şekilde durduğunu yeniden teyit etmeyi gerekli görmektedir.” (Lenin, Eserler, cilt 30, s. 148, Alm.)
Başında ABD’nin bulunduğu NATO, şimdi artık aşılması pek güç bir ikiyüzlülük ve demagojiyle, ulusların kendi kaderlerini tayin etme hakkını ve insan haklarını savunuyormuş, hatta bunu somutlaştırıyormuş gibi davranmaktadır. Kıbrıs’ın işgali, eski Yugoslavya’da, Kosova’da, Afganistan’da, Irak’ta NATO ve ABD tarafından yürütülen savaş, NATO’nun doğuya doğru genişlemesi yoluyla ve dünyanın pek çok yerinde kundaklamaları bu emperyalist politikanın gerçek dilini konuşmakta ve gerçeği yanlış anlaşılmaya yer vermeyecek bir şekilde göstermektedir. NATO, AB ve ABD’nin desteğiyle Volodymyr Zelenski’nin gerici hükümeti muhalefet liderlerini tutukladı, madencilerin grevlerini bastırdı, onları ve eleştirel televizyon kanallarını susturdu. NATO ülkeleri, açık savaşa hazırlık olarak tüm politikalarını saldırgan bir şekilde yeniden düzenlediklerini duyuruyorlar.
Krizin ve savaşın bedeli işçiler ve dünyanın geniş kitleleri tarafından ödenmesi gerekecek. Bunun, zaten yüksek olan enflasyonu daha da artıracak muazzam fiyat zamları şeklinde ekonomik bir etkisi; ABD’de fracking-gazının kullanımının artması ve kömürden çıkışın ertelenmesi şeklinde ekolojik bir etkisi; ve artan iç ve dış güçlü siyasi tepkisi olacaktır.
Tüm bunlara karşı dünya çapında aktif direniş gösterilmek zorundadır:
Her türlü emperyalist siyasete hayır!
Dünya savaşı tehlikesine karşı anti-emperyalist mücadeleyi güçlendirin – anti-emperyalist ve anti-faşist birleşik cepheyi güçlendirin!
Ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı için!
ICOR, Lenin’in proleter enternasyonalizmi ve ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı bayrağını yükseklerde tutmaktadır!
Yaşasın Ukrayna ve Rusya halkları arasındaki dostluk!
Demokrasi, barış, özgürlük ve sosyalizm için dünya çapında mücadele!
1 Örneğin Almanya’da DKP (Deutsche Kommunistische Partei)