Seminer “Lenin'in Öğretileri Yaşıyor” Blok 3

Savaş ve barış ve proleter enternasyonalizm sorunu

KSRD Ukrayna, Harekete geçirme katkısı, 

Mayıs 1917'de yaptığı “savaş ve devrim” konuşmasında, yani Birinci Dünya Savaşı sırasında, Lenin, “Savaşın sınıf karakterinin, bu savaşa hangi tarihsel ve tarihsel-ekonomik koşulların yol açtığı ve hangi sınıfların bu savaşı yürüttüğü gibi temel sorunlar unutuluyor“ dedi. Bugün, Ekim Devrimi'nden 100 yıl sonra, dünyada tekrar savaşlar yürütülüyor ve yeni bir dünya savaşı tehlikesinin patlak vermesi bulunuyor. Aynı zamanda, günümüzde, işçilere meselenin gerçek sınıf karakterini açıklamak, o zamandan daha zor, çünkü burjuva propaganda araçları internet ve kitle medyasının yardımıyla yeni bir seviyeye ulmaşmış bulunuyor. Ancak, bu önemli bir görev olmaya devam ediyor.

Bu konuşmada şöyle devam etmektedir: “Marksizm açısından, yani modern bilimsel sosyalizm açısından, (...) temel sorun, bu savaşın hangi amaç için yürütüldüğü, hangi sınıfların onu hazırladığı ve onun yönünü belirlediğidir. Biz Marksistler, her bir savaşın mutlak karşıtı değiliz.”(Aynı yerde) Günümüzde dünyadaki tüm savaşların şu anda egemen sınıfın -burjuvazinin - çıkarlarını yansıttığından şüphe yok. Örneğin, Ukrayna'daki savaş açıkça emperyalistler arası bir karakter taşır ve belirli bir andan itibaren bir dünya savaşına tırmanma tehlikesini taşır. Bir başka örnek ise, İsrail'in Filistin'e saldırması ve işgal etmesi gösteriyor ki, İsrail'in, Batı ve yeni-emperyalist devletlerin (Türkiye, İran, Suudi Arabistan, Mısır) Ortadoğu’daki emperyalist çıkarlarının bir ifadesidir. Ve tüm bu durumlarda işçiler - Ukrayna işçileri, Rusya, Filistin, İsrail, Lübnan, ve diğerleri, her şeyden önce, doğrudan savaş, ölüm, sıkıntı, evlerini, barklarını kaybeden, akrabaların ve arkadaşlarını kaybeden işçiler.

Lenin şöyle devam etti: “Sürekli olarak deneme girişimleri görüyoruz (...) mevcut savaşa sahip olmadığı tarihi bir içerik sokma girişimleri.” (Ebenda, p. 398) Bu bugün de geçerlidir: Bununla Putin'in propagandası Ukrayna'nın barbarca işgalini “tarih adaleti” olarak tavsir ediyor ve hatta Ukrayna'nın Lenin'in girişimiyle yapay olarak yaratıldığını iddia ediyor. Müdahalenin başladığı gece, Rusya Federasyonu diktatörü Wiladimir Putin açıkça, müdahalenin amaçlarından birinin Ukrayna'nın “gerçek bir dekomünasyon” olduğunu belirtti, yani ülke olarak yok edilmesi. Ne tür bir “adalet”ten bahsediliyor? Hayır, bunlar açgözlü işgal planları, Kremlin emperyalistleri, Rus halkı gibi Ukrayna halkı da önemli değil, yalnız Ukrayna kaynaklarının kontrolü ile ilgileniyorlar. Batı emperyalizmi de aynı zamanda Ukrayna, Rusya ve dünyanın birçok bölümünü mümkün olduğunca kontrol etmek istiyor.

Bu nedenle, “Ukrayna Savaşı”nda, ne şu ne de bu tarafın „haklı taraf“ olmadığı ve aslında haklı olan, egemen sınıfların tüm yüklerini taşıyan işçileri, Ukrayna, Rusya ve diğer ülkelerin proletaryasının haklı olduğunu anlamak çok önemlidir. Hükümetlerinin burjuva propagandası tarafından aldatılıp, her iki tarafın işçileri birbirlerine karşı savaşa sürülüyorlar ve burjuvazinin çıkarları için feda edilirler. Bu, ne bu tarafta ne de diğer tarafta “haklı” olabilir. Evet, eğer Rus emperyalizmi bir yenilgiye uğrarsa, Ukraynalı proletaryanın nesnel durumu iyileşecek, barışçıl şehirlerin doğrudan yıkımı ve Ukraynalıların öldürülmesi sona erecek. Fakat burjuva rejim Batı'nın çıkarlarına bağımlı olacak ve bu yakında yeni savaşlara yol açabilir - örneğin, Rusya'nın veya dünyanın diğer bölgelerinde, Batı'nın “Ukraynalı cesur askerlere” ihtiyacı var.

Putin'in sinik emperyalizmi ile ilgili olarak, Lenin'in aynı dersin diğer cümleleri de çok çarpıcıdır: “... kapitalist ziyafet masasına gelen bir grup kapitalist, yerlerin artık işgal edilmiş olmasından dolayı, yeni adımlar atmaya yöneldiler ... (Aynı yerde, Sayfa 401) Kapitalizmin restorasyonunun çoktan başlamasından bu yana gerçekte burjuvaziden ve Sovyetler Partisi ve Devlet-nomenklatura'sının saflarından olan bunlar, eski Sovyetler Birliği'nin etkisini yeniden ele geçirmeye atıldılar. Bu, Çeçenistan'daki vahşi sömürge savaşlarıyla başladı ve Kafkasya'nın geri kalanı ve Putin'in Kırım ve Donbas'ın işgalinde sonra doğrudan Ukrayna'nın işgalinde mantıksal olarak devam etti. Putin’in rejiminin kendi başına “akıllı” veya “ilericiliği” yoktur, sıradan açgözlü ve alaycı kapitalistlerdir.

Son olarak şunu söylüyoruz: Ukrayna'daki durum karmaşık ve kanlı, ve savaşın nasıl sona ereceği konusu belirsizdir. Ancak her halükarda, sınıfsal tavrı korumak önemlidir, çünkü sadece şeylerin gerçek doğasını ve onların olası gidişatlarını doğru bir şekilde anlanmasını sağlarlar. Gerçekliği, bu veya başka bir şekilde propagandanın yalanları ve illüzyonlarına kapılmadan bilmek ve anlamak gerekir. Ve Lenin’in sözleri, açık ve kesin analizi, hala son derece günceldir.

Proleter selamlarla, KSRD